Din Eğitimi Açısından Korku Filmleri
Yrd. Doç. Dr. Bilal YorulmazKorku,
“Canlı varlıkların görünen veya görünmeyen, algıladığı, düşündüğü, imgelediği,
tasarladığı tehlikeli, tehdit dolu durum, kişi, nesne, olay, olgu karsısında
gösterdiği doğal, evrensel duygulanım durumu, ruhsal tepki”dir.
[1]
Korku
filmi ise izleyicilerde korku uyandıran kişileri, olayları, durumları işleyen
bir film türüdür. Korkunç olaylar, vampirler, hortlaklar, hayaletler, kurt
adamlar, acayip yaratıklar, cinler, periler, bu tür filmlerin kullandıkları
öğelerden bazılarıdır.[2]
İnsanlara
korku veren; gerilim, korku ve dehşet (kesme-biçme) şeklinde üç film türünün
bulunduğunu söyleyebiliriz. Gerilim; adım adım artan bir tempoyla seyircide
uyandırılan merak ve kaygı olarak tanımlanabilirken, korku; seyirciyi bir sürprizle
aniden şaşırtmayı hedeflemektedir. Gerilimde yönetmen, göstermek istediği
ipuçlarını göstererek, seyirciyi sonucu merak etmeye doğru bir gerilim
yolculuğuna çıkarır. Böylece daha uzun süren bir etki oluşur. Korku filmlerinde
ise seyirci beklemediği bir anda yönetmenin sürpriziyle karşılaşır ve bu ani
sürprizle şaşırtılır. Korku kısa sürede daha derin bir etki yapmaktadır.[3]
Kesme-biçme filmleri ise sıklıkla insanların açık bir şekilde öldürülmesine dayanan,
parçalanmış, kana bulanmış cesetlerin gösterildiği filmlerdir.[4]
Korku,
insanın sosyal ve fiziksel varlığını koruma altına alması, toplumsal durumunu
bir denge içerisinde sürdürmesi bakımından faydalıdır.[5] Fakat korkular kişinin
günlük yaşamını etkileyecek düzeyde şiddetli olduğunda insan sağlığı açısından
zararlı olmaya başlar.[6]
Hatta insanı intihara bile sürükleyebilir.[7]
İnsanların
sahip oldukları korkuların çoğu küçük yaşlardaki yanlış eğitimden
kaynaklanmakta[8] ve
yetişkinlik dönemine kadar etkisini göstermektedir. Yapılan bir araştırmada
çocukların ortalama %95’inin karanlık, hayvanlar, hayalet ve cinlerden
korktukları ortaya çıkmıştır. Korku filmlerinin çok sık kullandığı bu unsurlar
insanlar –özellikle de çocuklar- üzerinde yıkıcı tesirler bırakmaktadır. Korku filmi izleyen insanların bir kısmı yalnız
kalmaktan korkmakta bazısı ise diğer insanlardan bile ürkmektedir. Çünkü en
yakınındaki insanın kılık değiştirmiş bir cin ya da uzaylı olduğu fikrine
kapılmaktadır. Böylece hayat bu insanlar için bir eziyet halini almaktadır.
Din
eğitiminin korku ile verilmeye çalışılması, dini kavramların korku filmlerinde
kullanılması çok daha büyük problemlere yol açmaktadır. “Dracula”, “Vampir”,
“Zombi” gibi Batı dünyasına ait korku unsurlarının Müslümanlar üzerindeki
tesirleri daha sınırlıdır. “Dabbe”, “Semum”, “Büyü” ve “Araf” gibi filmlerde Müslümanların
inandığı şeylerin kullanılması, âyet ve hadislere bu filmlerde yer verilmesi
etkiyi artırmakta, daha kalıcı yıkımlara neden olabilmektedir.
Korku
düzeyi yüksek olduğunda insanlar üzerinde olumsuz etkiler bırakmakta ve
davranış değişikliği içselleştirilememektedir.[9] Bu nedenle dini motifleri
kullanan korku filmlerini izlerken ibadetleri aksatmayacağına dair tövbeler
eden insanlar filmden birkaç gün sonra tövbelerini unutmakta, geriye sadece
korkunç sahnelerin psikolojik yıkımı kalmaktadır. Özellikle bu tür korku
filmleri izleyen çocuk ve gençlerde davranış bozuklukları başlamaktadır.[10]
İnsanlar
aşırı korkuya maruz kaldıklarında savunmaya geçmekte[11] korku veren şeyleri inkar
ederek kendilerini rahatlatmaya çalışmaktadırlar. Korku filmlerinde kullanılan
ve Kur’an ve hadiste geçen dabbe, semum, cin vb.’yiinkar etmeye eğilimli
olmaktadırlar. Böylece korku filmleri insanları küfre götürebilecek bir
tehlikeyi de taşımaktadırlar.
Allah
(cc) da Kur’an’da korku unsurunu kullanmaktadır. Ama bu korku asla filmlerdeki
gibi insanları ruhsal bunalımlara sevk eden yıkıcı bir korku değildir. Mü’min
Allah’ın sevgisini kaybetmekten, onun rızasını kazanamamaktan korkar.[12]
Cehennemle ilgili âyetler de korkutmak için değil uyarmak içindir. Dini korkuda
ilahi varlığa yaklaşma, ona sığınma vardır. Diğer korkularda ise kaçmak ve
nefret etmek söz konusudur. Takva, Allah’a (cc) yakınlaşmak, Allah’la kul
arasındaki sevgiyi sürdürmektir. Aksi takdirde takva sahibi insanların Allah’a
en uzak kişiler olmaları gerekirdi.[13]
Ayrıca
Allah tek yönlü bir eğitim uygulamamaktadır. Sadece korku ile yapılan eğitim
ümitsizliğe neden olur ve etkisini yitirir.[14] Allah Kur’an’daki âyetlerde
korku ve ümit veren âyetleri bir arada vererek dengeyi kurmuştur. Cehennemle
ilgili bir âyetle birlikte cennetle ilgili bir âyet de bulunmaktadır. Böylece
insanın ümitsizliğe düşmesi engellenmektedir.
Yukarıda
ifade edilen sakıncalarından dolayı korku filmlerinin hiçbir şekilde din eğitiminde
kullanılması mümkün değildir.
[1]Özcan
Köknel, Korkular, Takıntılar, Saplantılar, Altın Kitaplar Yayınevi, İstanbul
1995. s.16.
[2]NijatÖzön, Sinema Sanatına Giriş, s. 246.
[3]Yavuz Özer, Sinemada Korku ve Gerilim Türleri:
AlfredHitchcock Sinemasında Gerilimin Oluşturulması, (Yayınlanmamış Yüksek
Lisans Tezi, Selçuk Üniversitesi SBE, 2006), s. 19.
[4]NijatÖzön, Sinema Sanatına Giriş, s. 247.
[5]Özcan
Köknel, Korkular, Takıntılar, Saplantılar,
Altın Kitaplar Yayınevi, İstanbul 1995. s.17
[6]Burhan
Çelebi, İlköğretim II. Kademe Öğrenci
Korkuları: Akademik Başarıya Etkisi, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi,
Niğde Üniversitesi SBE, 2007), s. 9.
[7]Abdurrahman
Kaymak, “İntihar ve Din”, http://www.psikolojikdanisma.net/dinpsikolojisi.htm#intiharvedin ; Erişim: 25.11.2009.
[8]Halil Fikret
Kanad, Ailede Çocuk Terbiyesi, MEB
Yayınları, İstanbul 1976, s. 79.
[9]AhmetAlbayrak, ErgenlerinDiniGelişimindeSevgiveKorkuMotifininEtkinliği,
(YayınlanmamışYüksekLisansTezi, UludağÜniversitesi SBE, 1995), s. 56.
[10]Ahmet Kaya,
“Korku Filmi Gibi Din Dersi”, Hürriyet
Gazetesi, 19.04.2008
[11]Çiğdem
Kağıtçıbaşı, İnsan ve İnsanlar, Evrim
Yayınları, İstanbul 1988, s. 184.
[12]İsmail
Şerefli, 30-40 Yaşlar Arası Kişilerde
İnanç-Korku İlişkisi, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Sakarya
Üniversitesi SBE, 2008), s. 38
[13]Bekir
Topaloğlu, Allah İnancı, İsam
Yayınları, İstanbul 2006, s. 91.
[14]Yusuf Macit,
“Din Hizmetlerinde Sunum”, Uluslar arası
Sosyal Araştırmalar Dergisi, C. 1/5 (Sonbahar 2008), s. 492.